Gelişmekte olan beyinde oluşan hasarla birlikte kalıcı olarak görülen ve ilerleyici tarzda olmayan hareket ve duruş bozukluğudur. Yaklaşık 1000 canlı doğumda 1 oranında görülmektedir.
Doğumdan önce, özellikle çok genç veya ileri yaş annelerde, çoğul gebeliklerde, genetik bozukluklarda, travmalarda ve annenin kronik hastalıklarında görülür. Doğum esnasında, erken doğumlarda, düşük doğum ağırlıklı bebeklerde, uzamış doğum eyleminde, bebeğin doğum kanalında farklı pozisyonda girmesinde ve enfeksiyon gibi durumlarda karşımıza çıkar. Doğumdan sonra ise, sarılık, enfeksiyonlar, travma ve beyin içerisine olan kanamalar serebral palsiye sebep olmaktadır.
Hasar derecesi ve nerede oluştuğuna bağlı olarak çeşitli tipleri görülmektedir;
Spastik Tip:
En sık görülen tipidir. Kas sertliği veya pasif hareketlere direnç oluşur. Hareketlerin oluşumunu etkileyerek zor hareket edilmesine neden olur. Zamanla kemik dokusunda da şekil bozuklukları oluşacaktır. Bu durum da oturma, el hareketleri ve yürüyüş gibi temel hareketlerin oluşumunu olumsuz etkiler.
Atetoid Tip:
Bu tipte kontrolsüz hareketler görülür. Çocuklarda bacak, kol, el ve yüz kaslarında istemsiz hareketler görülür. Kaslarda ani hareketler oluşur. Kaslar aşırı gevşek olabildiği gibi aşırı sert de olabilir. Bu durum da koordineli hareketlerin oluşmasını engeller.
Ataksik Tip:
Vücut dengesini sağlayan sistemde bozukluk olmaktadır. Kafa kontrolü ve göğüs bölgesi dengesi oluşmadığında gelişim yavaşlar ve yürüme çok geç zamanda oluşur.
Karışık Tip:
Bazı kaslarda gerginlik çok iken bazılarında az olmaktadır.
Serebral palside vücudun hareket kısıtlılığına bağlı görülen şikayetler; sert kas dokusu, reflekslerin aşırı çok veya yavaş olması, istemsiz hareketler, denge kaybı, yutma güçlükleri, konuşma bozuklukları, nöbetler, idrar kaçırma ve mide barsak problemleridir.
Beyinin hasar görmesine bağlı oluşan ve hareket bozukluklarından bağımsız görülen şikayetler ise; görme ve duyma bozuklukları, öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile konuşma bozukluklarıdır.
Serebral palside kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Sadece çocuğun kabiliyetlerini geliştirmeye yönelik seçenekler bulunur. Tanı ve rehabilitasyon mümkün oldukça erken dönemde başlanmalıdır. Fizyoterapi, çocuk gelişim uzmanları, konuşma terapistleri ve aile birlikte bu süreci yönetirler. Fizyoterapide, eksersiz, robotik yöntemler, hidroterapi ve ergoterapi gibi yöntemler uygulanır ve rehabilitasyonunun temelini oluşturur. Fizyoterapistlerce başın dik tutulabilmesi, oturma, kalkma, yürüme gibi teme hareketler öğretilir. Robotik yöntemlerle çocuğun ve ailenin tedaviyi kabullenmesi daha kolay olur. Hareket paternleri beyine iletilerek doğru hareket yapılması sağlanır. Bunların oyun eşliğinde yapılması motivasyonu arttırmaktadır. Hidroterapi denilen su ile yapılan uygulamalarda da çocuğun uyumu daha rahat olmaktadır.
Bu uygulamaların süresi ve dozu serebral palsinin derecesine göre değişir. Uygulamalara kas gevşetici botoks veya cerrahi ile destek olunabilir.
Temel amaç serebral palsi olan çocukların topluma kazandırılması ve sosyal hayatta güçlük çekmelerinin önlenmesi olmalıdır. Bundan dolayı eğitim ve rehabilitasyon süreci ile destek kesilmeden devam edilmelidir.