Skip to content Skip to footer

JİNEKOLOJİDE 11 MİT VE GERÇEKLER

Her kadın sağlığı hakkında gerçekleri bilmelidir. Her ne kadar internet ve sosyal bilgi alanları bu konuda yardımcı olsa da çok sayıda yanlış yönlendirmelere sebep olacak bilgi kirliliği vardır.

Bu konuda kadın sağlığı hakkında en sık konuşulan durumlar açıklanmaya çalışılacaktır.

MİT 1: HER YIL JİNEKOLOJİ KONTROLÜ GEREKMEZ.

Doğru değildir. Rahim ağzı kanser taraması açısından yapılan testlere her yıl gerek olmasa da meme ve jinekolojik muayene mutlaka yapılmalıdır. Herhangi bir şikâyet olmasa da kan basıncı, kemik erimesi, seksüel ve üreme sağlığı açısından değerlendirmeler yapılır.

MİT 2: SADECE MANTAR ENFEKSİYONU, KENDİ KENDİNE GEÇEN BİR DURUM, ÖNEMLİ DEĞİL.

Sağlık durumundaki değişiklikler vajinal enfeksiyon ve dermatolojik şikayetlere sebep olabilir. Mantar ve diğer enfeksiyonların benzer şikayetleri olmakla birlikte tedavileri farklıdır. Dermatit, liken skleroz gibi cilt hastalıkları kadın dış genital organlarını da etkiler. Kadınların kendi kendilerine tanı koyup tedavi etmeye çalışmaları durumun daha kötüleşmesine sebep olur. Kaşınma, yanma, akıntı, kasık ağrısı gibi durumlarda mutlaka muayene olup uygun tedavi yapılmalıdır.

MİT3: HER YIL MUTLAKA RAHİM AĞZI KANSER TARAMASI YAPILMALIDIR.

Rahim ağzı kanserinin erken tanısı koyduran bir testtir. 21 yaş üzeri her kadına yıllık tarama testlerinin önerilmesi gerekirdi. Zamanla sağlık yönergeleri değişti ve kişinin sağlık öyküsüne göre daha uzun aralıklarla tarama yapılabileceği bildirildi. Yıllık tarama testi yapılmasa da mutlaka yıllık jinekolojik muayene yapılmalıdır. HPV virüs öyküsü varsa, bağışıklık sistemi baskılanmışsa veya HIV pozitifse daha sık aralıklarla tarama yapılır.

MİT4: RAHİM AĞZI KANSER TARAMA TESTLERİ AYNI ZAMANDA CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLARIN TANISI KOYMAKTADIR.

Rahim ağzı kanser taraması esnasında cinsel yolla bulaşan enfeksiyon taraması yapılmamaktadır. Bundan dolayı öykü alınırken cinsel yaşamı hakkında detaylı bilgilendirme yapılmalıdır. Bu enfeksiyonlar her zaman şikâyet oluşturmazlar. Riskler ve cinsel yaşamın sorgulanması bunun için önemlidir. Çok sayıda cinsel partner olup kokulu, kaşıntılı anormal akıntısı olanlarda bulaşıcı hastalıklar açısından inceleme yapılmalıdır.

MİT5: ŞİKAYETİM YOKSA CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIĞIM YOKTUR.

Özellikle bel soğukluğu olarak bilinen gonore ve siğil ve rahim ağzı kanseri yapan HPV gibi enfeksiyonlarda şikâyet olmayabilir. 25 yaş altındaki kadınlarda sık görülen klamidya enfeksiyonlarının %70-80’inde de şikâyet olmayabilir. Uçuk virüsünde her ne kadar dış genital bölgede ülser izlense de ilk başlarda herhangi bir şikâyet ve bulgu olmamaktadır. Tüm bunlardan dolayı çok sayıda partner varsa veya seksüel aktivite fazla ise bulaşıcı etkenlerin taraması yapılmalıdır.

MİT6: KADIN DOĞUM MUAYENELERİNE BAŞLAMAK İÇİN 21 YAŞ GEÇİLMELİDİR.

Yanlış bir düşüncedir. Daha erken dönemde cinsel aktivite olmasa da jinekolojik muayene ile adet düzeni, cinsel yolla bulaşan hastalıkların önemi, cinsellik, güvenli seks ve gebelikten korunma açısından bilgilendirmeler yapılmaktadır.

MİT7: ADET DÖNEMİNDE İKEN JİNEKOLOJİK MUAYENE YAPILMASI ZARARLIDIR.

Adet döneminde gerekli durumlarda muayene yapılabilir. Kanamanın yoğunluğu, durumun acil olup olmaması ve kaygı düzeyine göre karar verilir. Öncesinde mutlaka doktorla konuşarak neler olabileceği ve endişe yaratan durumlar konuşulmalıdır.

MİT8: RAHİM İÇİ ARAÇ KULLANIMI TEHLİKELİDİR.

Rahim içi araçlar küçük, T şeklinde, rahim içerisine yerleştirilen ve doğum kontrol sağlayan güvenilir yöntemlerde biridir. Yeni çıkan araçlarda komplikasyon riski az, güvenilirlik düzeyi yüksektir. Tehlikeli veya yaşamı tehdit eden bir durum rapor edilmemiştir.

MİT9: AİLEMDE MEME KANSER ÖYKÜSÜ OLMADIĞI İÇİN BENDE RİSK YOKTUR.

Aile öyküsü olmasa da meme kanser riski tüm kadınlarda vardır. Özellikle 40 yaş ve üzerinde mutlaka mamografi ile taramalar yapılmalıdır. Erken evrede kanserin tanısının konulması ile kanserden ölüm riski yaklaşık %30 oranında azalır. Ailede kanser öyküsü varsa taramalara daha erken dönemde başlanır.

MİT10: YAŞ İLERLEDİKÇE CİNSEL FONKSİYON VE CİNSEL İSTEK AZALMAKTADIR.

Kadınlarda zaman zaman istekte azalma olmakla birlikte bunun yaşla ilgisi bulunmaz. Cinsel istek azalması herhangi bir yaşta olmakta ve çeşitli sebeplerden dolayı oluşabilmektedir. Bunlar; depresyon ve kaygı, sosyokültürel baskı, tiroit fonksiyonlarında azalma, endometirosis ve kullanılan ilaçlar olabilir. Bu konuda sayı veya süre ile ilgili belirlenmiş bir durum yoktur ve kadın kendini nasıl iyi hissediyorsa normal kabul edilebilir.

MİT10: VAJİNAL DUŞ TEMİZLİK İÇİN ÖNEMLİDİR.

Vajinal kokunun giderilmesi için zaman zaman duş yapılsa da önerilen bir şey değildir ve zararlı olabilmektedir. Normal vajinal dokunun kendine has flora dengesi bulunur. Duş ile bu denge bozulursa asitlik derecesi değişir ve farklı mikroorganizmalar ve mantarların ortama hâkim olmasına sebep olur. Aynı zamanda zararlı bakterilerin yukarı doğru ilerlemesine neden olarak pelvik inflamatuar hastalığa sebep olurlar. Vajina kendi kendisinin düzenini sağlayan bir dokudur ve dışardan müdahale ile flora dengesi bozulmamalıdır. Hijyen açısından dış genital bölgenin ılık temiz su ile temizlenmesi yeterli olur. Herhangi bir koku veya rahatsızlık hissi olursa mutlaka muayene ile değerlendirilmelidir.

MİT11: HPV ENFEKSİYONU VARSA MUTLAKA RAHİM AĞZI KANSERİ OLUNUR.

Hemen hemen her rahim ağzı kanseri olan kadında HPV virüsü saptanır. Bu, her HPV enfeksiyonunda mutlaka kanser olunacağı anlamına gelmez. Hemen her kadın hayatının bir döneminde virüse maruz kalırken hepsi kanser olmamaktadır. Bundan dolayı düzenli jinekolojik muayene ve smear tarama testini yapılması erken dönemde kanser tanısı konulmalıdır. Bu hücresel değişiklikler ihmal edilirse zamanla kanserin ileri aşamalarına ilerleyecektir. Düzenli muayenelerde bu durum konuşulmalı, gerekli testler yapılmalı ve neler olacağı konusunda bilgilendirmeler yapılmalıdır.

Leave a comment