Gebe kalındıktan sonra cinsel ilişkinin nasıl olacağı veya anne veya bebek açısından risk oluşturup oluşturmayacağı hakkında kafalarda soru işaretleri oluşmaktadır. Gebelik süresince cinsel yaşamda bazı değişiklikler olmaktadır. Bu konuda en önemli nokta her iki tarafın birbirine karşı açık olması, akılda kalan soruların konuşulmasıdır.
Riskin az olduğu gebeliklerde gebeliğin tüm haftalarında seksüel ilişkide kısıtlama yoktur. Erken doğum veya düşük açısından riskler konusunda muayene ve ultrasonografi bulgularına göre değerlendirme yapılıp önerilerde bulunulacaktır.
Anne karnında bebeğin bulunduğu ortamdaki sıvı miktarının yeterli olması ve rahim kasları bebeği ilişki esnasındaki olası risklerden koruyan faktörlerdir. Rahim ağzındaki kalın tıkaç oluşturan mukus yapısı da travma ve enfeksiyonlara karşı koruyucu etki göstermektedir. Seks esnasında penis ve bebek arasında temas hiçbir zaman olmamaktadır.
Cinsel ilişkide oluşan orgazma bağlı kasılmalar rahim kasılmalarından farklı olduğundan normal risksiz gebeliklerde düşük veya erken doğum riski beklenmez. Risk belirlenmesi bu açıdan önemlidir. Ayrıca ilişki sonrası uzun ve kuvvetli kasılmalar oluyorsa bu durum da mutlaka söylenmeli ve risk yaratacak bir durum olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Bazı cinsel davranışlar gebelik esnasında riskli olduğu için önerilmemektedir. Bunlar;
Oral seks esnasında vajina içerisine hava üflenmemelidir. Bu durumda hava embolisi denilen hem anne hem de bebek için hayati tehlike oluşturan bir durum yaratabilir. Ayrıca uçuk, siğil, klamidya, HIV gibi cinsel yolla bulaşan hastalık riski olanlarla seksüel ilişkide prezervatif gibi korunma yöntemleri kullanılmalıdır. Bazı özel durumlarda ilişki öncesi danışılması gereken konular olmaktadır. Önceden düşük ve erken doğum hikayesi, vajinal kanama ve akıntı, vajinal su şeklinde sıvı gelmesi, plasentanın aşağı bölgeye yerleşerek doğum kanalını kapatması, rahim ağzı uzunluğunun kısa olması ve çoğul gebeliklerde muayene ile değerlendirme yapıldıktan sonra karar verilmelidir.
Gebelik süresince cinsel istekte artma veya azalma normal kabul edilmektedir. Bazılarında özellikle gebeliğin ilk 3 ayında yorgunluk, bulantı, kusma, memelerde hassasiyet ve sık idrara çıkma isteğinden dolayı cinsel istek azalmaktadır. Özellikle gebeliğin 3. ayından sonra bu şikayetler azaldığı için istekte artış olmaktadır. Ayrıca korunma kaygısı olmadığı için ve eş ile arada gebelikten dolayı farklı bir bağ oluştuğundan dolayı seksüel süreç daha keyifli olabilmektedir. Daha sonra gebeliğin son aylarında rahim büyümesi ve doğum kaygılarından dolayı istek yine azalmaktadır. Aynı şekilde erkekte de cinsel istekte azalma ve artma olabilmektedir. Bu konuda da yine kadın ve erkeğin karşılıklı iletişimi önemlidir.