Skip to content Skip to footer

MİYOM

Genellikle kadınlarda üreme çağında ortaya çıkan ve rahimden kaynaklanan kanseröz olmayan oluşumlardır. Fibroid veya leiomyom olarak da adlandırılır ve rahim kanserine ilerleme gibi durumlar olmamaktadır. Boyutları farklı olabilmektedir. Tek veya çok sayıda olabilmektedirler. Şikâyet oluşturmadan yıllarda rahimde kalabilirler ve tesadüfen karşımıza çıkabilirler.

Şikâyet oluşan kadınlarda en sık görülen bulgu ve şikayetler; aşırı âdet kanaması, uzun süren kanamalar, kasık ağrısı ve bası hissi, sık idrara çıkma, mesane boşalmasının zor olması, kabızlık, sırt ve bacak ağrısıdır. Bazen aşırı miyom büyümesine bağlı besleyen kan damarlarının tıkanması sonucu aşırı ani ağrı olabilmektedir.

Miyomlar rahim içerisindeki bulundukları yerlere göre sınıflandırılırlar. Kas tabakası içerisinden kaynaklanıyorsa intramural, rahim iç dokusundan kaynaklanıyorsa submukozal ve rahim dış kısmından kaynaklanıyorsa subserozal olarak adlandırılırlar.

Mutlaka doktora danışılması gereken durumlar; giderek artan kasık ağrısı, uzamış, yoğun ve ağrılı âdet kanamaları, ara kanamalar, mesane boşaltılmasının zor olması ve sebebi açıklanamamış anemi.

Miyomlar Neden Oluşmaktadır?

Kesin sebep bilinmemekle birlikte araştırmalar sonucu geliştirilen teoirler vardır;

Genetik değişiklikler, miyom dokusu içerisindeki genler normal rahim kasından farklıdır.

Homonlar, miyom dokusundaki östrojen ve progesteron reseptörleri daha fazladır.

Büyüme faktörleri, IGF gibi büyüme faktörleri miyom büyümesine sebep olurlar.

Ekstraselüler matriks (ECM), hücrelerin sıkı bir şekilde birlikte durmasına yarayan materyaldir. Miyom dokusunun daha sert olmasını açıklar. Bu materyal aynı zamanda büyüme faktörlerini depolamaktadır.

Rahim düz kas tabakasının kök hücrelerinden oluştuğu kabul edilmektedir. Hızlı veya yavaş büyüyebilir veya sabit şekilde kalabilir. Gebelik esnasında büyüme gösteren miyomlar gebelik sonrası küçülebilmektedir.

Risk Faktörleri Nelerdir?

Irk; genellikle siyah ırkta daha sık görülmekte ve boyut ve şikayetler açısından daha belirgin seyretmektedir.

Genetik; anne veya kız kardeşte miyom varsa görülme sıklığı artmaktadır

Diğer Faktörler; adet görme yaşının erken olması, obezite, D vitamin eksikliği, kırmızı etten zengin, sebzeden fakir diyetle beslenme ve alkol tüketimi ile miyom görülme sıklığı artmaktadır.

Komplikasyonlar Nelerdir?

Her ne kadar genellikle tehlike bir durum yaratmasalar da boyutlarına bağlı rahatsızlık hissi verebilirler ve kanamaya bağlı anemi ve halsizlik durumu yaratabilirler. Nadiren kan transfüzyonu yapılması gerekebilir.

Gebelik ve Miyomlar:

Genellikle miyomlar gebeliğe engel bir durum oluşturmazlar. Bazen özellikle submukoz denilen rahim iç dokusuna yerleşik miyomlar kısırlık ve gebelik kayıplarına yol açabilmektedir. Gebe kaldıktan sonra ise plasentanın erken ayrılması, fetal gelişme geriliği ve erken doğum eylemi gibi risklere sebep olabilirler.

Miyomlar Önlenebilir mi?

Genellikle önlenmesi mümkün değildir. Oluşum mekanizması net anlaşılamamıştır. Yaşam alışkanlıklarında bazı değişiklikler faydalı olabilmektedir. Aşırı kilo almamak ve sebze ve meyve ağırlıklı beslenme ile oluşum sıklığı azaltılabilir. Bazı araştırmalarda doğum kontrol haplarının kullanımı ile risklerin azaltıldığı bildirilmiştir.

TANI:

Genellikle rutin muayene esnasında şans eseri tanı konulmaktadır. Rahim şeklinin düzensiz görülmesi şüphelendiren bir durumdur. Eğer mevcut miyom şikâyet yaratıyorsa bazı testlerin yapılmasında fayda olacaktır. Ultrasonografi ile miyomların boyutu ve yerleşim yeri belirlenir. İşlem karından yapılacağı gibi vajinal yolla da uygulanabilir. Kanama çok oluyorsa kan testi ile anemi düzeyi saptanmalıdır. Diğer bir kanama bozukluğu sebebi olan tiroid hormonların da değerlendirilmesi gerekmektedir.

Miyomun boyutunun ve yerleşim yerinin daha net değerlendirilmesi amacıyla MRI yöntemi uygulanabilir. Özellikle büyük miyomlarda ve menopoz döneminde ultrasonografiye göre daha net bilgi vermektedir. Histerosonografi denilen yöntemde de rahim içerisine sıvı verilerek ultrasonografide rahim içi miyomların durumu ve rahim iç dokusu ile ilişkisi izlenir. Özelikle gebelik planlayan kadınlarda veya aşırı kanaması olanlarda faydalıdır. Histerosalpingografide ise kontrastlı sıvı verilerek rahim şekli ve tüplerin açıklığı değerlendirilir. Tüplerin geçişine engel olan rahim içi miyomlar saptanabilmektedir. Histeroskopide ise kamera sistemi le rahim içerisine girilerek gözlem yapılmakta ve rahim içerisi küçük boyutlu miyomlar çıkarılabilmektedir.

TEDAVİ:

Çoğu kadında ciddi bir şikâyet olmadığı sürece gözlem tedavisi ile takip edilebilirler. Miyomlar için kanıtlanmış kesin bir tedavi yöntemi yoktur. İlaç tedavisi olarak adet döngüsünü düzenleyen hormonlar kullanılmaktadır. Aşırı kanama ve ağrı hissinin azalttıkları gösterilmiştir. Miyomları yok etmemekle birlikte bir miktar boyutlarında küçülme sağlamaktadır. GnRH agonistleri denilen tedavi ile östrojen ve progesteron üretimi bloke olmakta ve menopoz benzeri bir orta yaratılmaktadır. Böylelikle kanamalarda azalma, miyom boyutunda küçülme ve anemide düzelme sağlanmaktadır. GnRH agonistleri; löprolid (lupron), goserelin (zoladeks) ve triptorelindir. Bu ilaçlar kullanılırken menopoz benzeri ateş basmaları izlenebilir. 3-6 aydan fazla kullanılmamalıdır. Uzun süre kullanımda kemik erimesi görülmektedir. Bu tedavi yöntemi çok büyük miyomlarda ameliyat öncesi miyom boyutunu küçültmek için kullanılmaktadır. Progesteron içeren rahim içi araçlar da sadece yoğun kanamayı azaltmak için kullanılabilir fakat miyom boyutunu küçültme gibi bir etkisi yoktur. Traneksamik asit gibi ilcalar da yine sadece kanama yoğunluğunu azaltmak için kullanılabilirler. Kanamadan çok ağrının azaltılması amacıyla ağrı kesiciler zaman zaman kullanılabilirler. Anemik bir durum söz konusu ise vitamin ve demir takviyeleri kullanılmaktadır.

MRI eşliğinde ultrasonografik cerrahide herhangi bir kesi olmadan yüksek enerjili ultrasonografi dalgaları ile miyom dokusu tahrip edilmektedir.

Minimal invaziv cerrahi yöntemler olarak uterin arter (rahmi besleyen damar) embolizasyonu, radyofrekans ablasyon, laparoskopik myomektomi, histeroskopik myomektomi ve endometrial ablasyon işleleri uygulanmaktadır.

Geleneksel cerrahi yöntemler olarak karından yapılan kesi ile abdominal miyomektomi veya rahimle birlikte miyomların alındığı histerektomi (rahmin alınması) işlemi uygulanmaktadır.

Daha sonraki yıllarda gebelik isteği varsa histerktomi veya endometirla ablasyon gibi işlemler yapılmamalıdır. Hatta embolizasyon veya radyofrekans ablasyon gibi işlemlerden de kaçınılmalıdır. Bunlarda miymektomi önerilen tedavi olmalıdır.

Yeniden miyom oluşma riski, histerektomi (rahmin alınması) dışındaki tüm diğer işlemlerde vardır.

Leave a comment